İLAHİ TUVALDE İKİ EŞSİZ KARAGÖL

 

Milyonarca yılda nakış nakış işlenen sayısız doğal güzelliği insana cömertçe sunan Kahramanmaraş oldukça çeşitli bir coğrafi peyzaja sahiptir. Yüksekliği 3000 metreyi aşan heybetli dağlar, akarsuların oluşturduğu derin vadiler, kanyonlar, irili ufaklı doğal göller, bereketli ovalar ve yemyeşil ormanları ile ilahi tuvalde kendine yer edinen bu coğrafyada “Karagöl” adında iki de göl yer almaktadır. Aynı ismi almalarına rağmen birbirlerinden tamamen farklı coğrafyaların ürünü olan bu göllerden ilki Kahramanmaraş şehrinin sırtını yasladığı Ahır Dağı’nın üzerinde yer alırken diğeri Kahramanmaraş’ın en yüksek rakımlı ikinci dağı olan Berit Dağı üzerinde konumlanmaktadır. İsim benzerliği nedeniyle pek sık karıştırılan bu gölleri Ahır Dağı’nın Karagöl’ü ve Berit Dağı’nın Karagöl’ü şeklinde isimlendirerek coğrafi özellikleri kaleme alınacaktır.

 

Ahır Dağı’nın Karagöl’ü

 

Kahramanmaraş’ın önemli dağlık kütlelerinden biri olan Ahır Dağı üzerinde yer alan Karagöl, Dulkadiroğlu ve Onikişubat ilçe merkezlerine yaklaşık 13 km mesafede konumlanmaktadır. Ahır Dağı’nın zirvesine yakın bir konumda yer alan gölün deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık olarak 1608 metredir. Gölün etrafında daimi bir yerleşme yer almazken idari olarak Dulkadiroğlu ilçesi Pınarbaşı ile Maksutlu mahalleleri sınırında yer almaktadır. Gölün etrafında daimi bir yerleşmenin bulunmamasından dolayı doğal güzellikleri bakımından el değmemiş görüntüsünü korumaktadır. Diğer yandan gölün etrafı yüzlerce yıldır yaylak sahası olarak kullanılmaktadır. Günümüzde binlerce yıldır süregelen kadim bir kültür olan konar-göçerliğin son temsilcilerini yaz aylarında gölün etrafında görmek mümkündür.

 

Göl çevresinin fiziki özelliklerinde ve gölün oluşumunda birden fazla jeolojik ve jeomorfolojik unsurun etkili olduğu karma bir süreç meydana gelmiştir. Oluşum bakımından “Tektono-Karstik” karakterdeki göl elips şekilli bir polye özelliği gösteren çöküntü depresyonu içerisinde yer almaktadır. Karagöl’ün içerisinde yer aldığı depresyonun kısa kenarı 500-600 metre uzun kenarı ise 2 km civarındadır. Çevresine göre alçakta kalan çöküntü alanı küçük tepelerle çevirili olup göl tabanı ile çevresi arasındaki yükselti farkı yer yer 250 metreyi bulmaktadır. Gölün bulunduğu alandaki jeolojik birim Orta Eoen-Üst Oligosen yaşlı kireçtaşından oluşmaktadır. Göl tabanında ise yer yer alüvyon birikintilerine rastlanmaktadır. Daimi bir besleyeni olmayan göl, kış ve bahar aylarında aldığı kar ve yağmur sularıyla oluşmaktadır. Gideğeni olmayan göl kapalı karakterde olup yaz aylarındaki kuraklık ve tabana sızmalara bağlı olarak tamamen çekilmektedir. Karagöl’ün yer aldığı saha, İran-Turan ile Akdeniz flora geçiş alanında yer alması ve kısa mesafedeki yükselti farkları nedeniyle iklim değerlerinin değişmesi sonucu bitki tür çeşitliliğini açısından zengindir. Karagöl’ün çevresinde orman örtü sü yer almamasına rağmen Alpin kuşak bitki türleri bakımından oldukça zengin bir floraya sahiptir. Karagöl’ün bulunduğu alanda bitki türleri olarak genelde Geven (Astragalus), Burçak (Vicia), Menekşe (Violaceae), Gelincik (Papaver rhoeas), Çobanyastığı (Acantholimon), vd sahada gözlemlenen bazı türlerdendir. Bu bağlamda zengin florası birçok kelebek, böcek ve sürüngen türünün de Karagöl’ün çevresinde yaşam alanı bulmasına olanak sağlamaktadır. Sahip olduğu bu zenginlikler sayesinde özellikle de bahar aylarında doğaseverlerin ve doğa fotoğrafçılarının ilgisini çekmektedir. Yaz aylarında ise gölün tamamen çekilmiş olması nedeniyle ziyaret için pek tercih edilmemektedir.

 

Berit Dağı’nın Karagöl’ü

 

Kahramanmaraş’ın en yüksek ikinci dağlık kütlesi olan Berit Dağı’nın zirvesine yakın bir noktada konumlanan Karagöl yaklaşık 2850 metre yükseltiye sahiptir. Bu özelliği ile Kahramanmaraş’ın en yüksek rakımlı gölü unvanını elinde bulundurmaktadır. İdari olarak Göksun ilçesinin Kınıkkoz Mahallesi sınırında yer almakta ve motorlu taşıt ile doğrudan ulaşımın olmadığı için Ericek Mahallesi Müdürler Mezrasına kadar motorlu taşıtla ulaşılabilmekte ancak daha sonrası için patika yollardan yürüyerek ulaşılabilmektedir.

 

aragöl, Würm Glasiyal döneminde oluşan sirkin eriyen kar sularıyla dolması sonucunda oluşmuş bir buzul gölüdür. Gölün daimi bir kaynağı ve gideğeni olmamakla birlikte derinliği ve genişliği yıllık yağış miktarındaki dalgalanmaya göre değişiklik göstermektedir. Gölün dairesel çapı 50-120 metre arasında değişiklik göstermekte ve derinliği yaklaşık 3 metreyi bulmaktadır. Yaz aylarında gölün derinliği 1 metreye kadar gerilemekte, kurak geçen yıllarda ise tamamen kurumaktadır.

 

Gölün yer aldığı sahadaki yükselti ve iklim şartları nedeniyle zengin bir flora ve faunaya sahip değildir. Bitki örtüsü ve tür bakımında fakir bir konumda olan gölün çevresi taşlık bir görünüme sahiptir. Ancak bahar aylarında göl kenarında açan sümbül, lale, çiğdem ve kardelen gibi bazı bitki türleri gölün turkuaz rengine bambaşka bir ahenk katmaktadır. Turkuaz görünümü ve el değmemiş doğasıyla doğa fotoğrafçıları için farklı kareler sunmaktadır. Özellikle de dağcılar tarafında Berit Dağı’na kış tırmanış rotası olarak kullanılan Karagöl’e yılın her döneminde tırmanış etkinlikleri yapılmaktadır. Karagöl’ün fiziki güzelliklerinin yanında yöre halkı için kültürel bir anlamı da vardır. Göl ile ilgili ulaşabildiğimiz en eski kayıt 1563 tarihli tapu tahrir defteridir. Bu arşiv belgesinde Göksun nahiyesine dâhil olan “Çardak maa Kara Göl” isimli mezra kaydının yer alması Karagöl ve çevresinin konargöçerler tarafından tasarruf edildiğini belgeler niteliktedir. Bu bağlamda göl etrafındaki uzun yıllardır süregelen yaylacılık faaliyetinin günümüzde de Çardak ve Ericek gibi civar yerleşmelerdeki insanlar tarafından az da olsa sürdürülüyor olması yok olmaya yüz tutmuş binlerce yıllık bu kadim geleneğin varlığı göle doğal güzelliklerinin yanında beşeri anlamda da ayrı bir değer katmaktadır. Her ne kadar adı kara olsa da ak kuzuların etrafında otladığı yanık sesli çobanların türkülerinde yer alan göl nakışın bir deseni olarak bu güzel coğrafyaya değer katmaktadır.

 

Tuğrul Avcı

 

Evelâhir Sayı - 16