KAHRAMANMARAŞ DAVUL GELENEĞİ

 

12 Şubat sabahı şehrin dört bir yanında davul çalan Abdal Halil Ağa ve Maraş Abdalları, böylelikle bir nevi daha sonraki yıllarda da kutlanacak “Çete Bayramı”nı şehir halkına armağan etmiştir.

 

Gelenekler bir toplumun ruhunu yansıtır. “Gelenek, çoğu kere sığ ve genel geçer bir biçimde kavrandığı şekliyle örf ve âdetler değil, örf ve âdetler de içerisinde olmak üzere, bir tarihî-kültürel mirasın total haliyle bizzat kendisidir” (Taner Tatar, “Gelenek ve Gelecek.” İstanbul Journal of Sociological Studies 26, 2000). Türk kültür mirası içerisinde önemli bir yer alan ve günümüzde “Asma Davul” olarak isimlendirilen halk çalgısı, toplumun sosyal olarak bir araya geldiği törenlerde toplumsal rolü bakımından dikkat çekmektedir. Günümüz Anadolu coğrafyası içerisinde yöreden yöreye değişen farklı yapısal özellikleri ve farklı icra teknikleri ile toplumun kültürel belleğinde yer alan davul çalgısı içerisinde bulunduğu toplumun müzikal ihtiyacını karşılamakla birlikte toplumsal bir ifadeyi de simgeler. Davul çalgısı Türk toplumunda geniş ve anlamlı bir yere sahiptir.

 

Toplumların kendi imkanları ile imal ettikleri halk çalgılarına belirli dönemlerde belirli görevler verilmiştir. Tarihi, bilinen en eski çağlara kadar uzanan ve vurmalı çalgılara birçok toplumda farklı görevler verildiği ve ritüellerde kullanıldığı aşikardır. Buna en belirgin örnek olarak; Orta Asya Türk toplumlarında Şaman, Kam, Baksı, Bahşı adı verilen din adamlarının vurmalı bir çalgı ile gerçekleştirdikleri ritüeller verilebilir. Şaman, davulu ile kötü ruhları kovma, ölüyü yerin dibine gönderme, sağaltma ve transa geçme gibi birçok dinî ayini gerçekleştirirdi. Şamanların kullandıkları davul günümüze kadar uzanmıştır. Yine bu çalgılar ritüellerde kullanılıp toplumsal bir sembol ya da sosyal bir ifade olarak kullanılmıştır (Mehmet Ali Zarifoğlu, Ahmed Tohumcu, “Toplumsal Ritüellerde Vurmalı Çalgıların Birleştirici Rolü: Abdal Halil Ağa Örneği”, Kahramanmaraş Araştırmaları, 2021). Davul çalgısının müzikal bir enstrümandan öte toplumsal bir ifadeyi simgelediği en yakın tarihin Kahramanmaraş’ın kurtuluş günü olduğunu söylemek mümkündür. 12 Şubat sabahı işgal kuvvetlerinin geri çekildiğinin ve şehrin artık bağımsız olduğunun müjdecisi Davulcu Abdal Halil Ağa olmuştur.

 

Abdal Halil Ağa nüfus kayıtlarına göre 1872 doğumlu olup Kahramanmaraş Duraklı Mahallesine kayıtlıdır. Millî mücadele döneminde Abdal Halil Ağa’nın yaşadığı bir olay karşısında sergilediği tutum günümüze kadar ulaşmış ve davul çalgısını geleneksel bir hâle getirmiştir. Olay kaynaklara göre şu şekilde özetlenebilir: O dönem Maraş Mutasarrıfı olan Ermeni asıllı Agop Hırlakyan Fransız işgal kuvvetlerinin Maraş’a geleceğini duyunca, soluğu Abdal Halil Ağa’nın evinde almıştır. Hırlakyan, Fransız kuvvetlerinin Maraş’a geleceğini Halil Ağa’ya söyler ve karşılaması için yanına birkaç kirve (Maraş’ta davul-zurna çalan Abdallara halk tarafından verilen isim) daha alıp davulu ile gelmesini ister. Bunun karşılığında da bir kese altın teklif eder. Bunu duyan Abdal Halil Ağa’nın işte o tarihe geçen ve bugün neredeyse bütün Maraş halkının hafızasında olan sözleri dilinden dökülür: “Değil bir kese, davulumun kasnağını altınla doldursanız, bu tokmak bu davula vurmaz, ben din gardaşlarımın bağrına çomak vurmam!”

 

12 Şubat sabahı şehrin dört bir yanında davul çalmaya başlayan Abdal Halil Ağa ve Maraş Abdalları daha sonraki yıllarda “Çete Bayramı” olarak kutlanacak bir bayramı şehir halkına armağan etmiştir. Kahramanmaraş’ta davulun en anlamlı hâli her yıl düzenli olarak kutlanan kurtuluş etkinliklerinde belirir. Etkinlikler sırasında şehrin her yanından davul sesleri yükselir. İnsanlar sokaklarda davulların eşliğinde eğlenmeye başlarlar. Şüphesiz ki bu etkinlikler kentteki toplumsal aidiyet ve grup bilincinin en açığa çıktığı ritüellerdir.

 

Davullar kurtuluş bayramının dışında kentte gerçekleşen toplumsal organizasyonların hemen hepsinde yer alırlar. Düğünlerde, asker uğurlamalarında, gelin çıkarmada, çeyiz törenlerinde ve farklı toplumsal buluşmalarda davul her zaman ortak bir payda hâlinde olup bireylerin sosyalleşerek toplumsal kimlik kazanımlarında önemli rol oynarlar. Kahramanmaraş ilinde egemen davul icracıları bu şehrin değerleri olan Maraş Abdalları'dır.

 

Maraş Abdalları Anadolu’da davul icracısı olan diğer Abdal gruplarından farklı icra teknikleri ile dikkat çekici özellikler taşırlar. Bu icra teknikleri davulun yapısı ile de ilişkilidir. Örneğin Maraş davulu diğer illere kıyasla daha küçük boyuttadır. Bu da çalgının icrası sırasında farklı teknikleri yanında getirir. Buna verilebilecek en uygun örnek davulun el ile oturarak çalınabilmesidir. Bu icra şekli daha çok tekli oynanan oyunlarda kullanılır. İcracı ayakta davul çaldığı sırada basit bir hamle ile oturarak davulu eli ile çalmaya başlar.

 

Son olarak denilebilir ki Kahramanmaraş Abdalları bulundukları ritüeller içerisinde toplumsal bütünleşmeyi sağlayan kültürel bir gruptur. Kullanılan davulun yapısı ve usta çırak ilişkisi içerisinde bir aktarım sürecinin gerçekleşmesi ile icra teknikleri çeşitlilik göstermiş yöredeki davul icrasını Anadolu’da özel bir konuma getirmiştir. Davulun eşlik sazı ise zurnadır. Kahramanmaraş’ta davul ve zurna ayrılmaz bir ikili hâlinde toplumsal organizasyonlarda yer alırlar. İlerleyen sayıda davul ve zurna icra tekniklerini notaları ve analizleri ile birlikte siz okuyucularımıza sunmayı düşünüyoruz. Davul ve zurnanın icrası sırasında hangi faktörler icracıları etkiliyor? Kahramanmaraş’ta kullanılan davul ve zurnanın yapısal özellikleri nelerdir? Halk dansları içerisindeki figürler müziği nasıl etkilemekte? Bu soruların cevabını bir sonraki sayımızda sizlere sunacağız.

 

Mehmet Ali Zarifoğlu

 

Evelâhir Sayı - 13