MARAŞ’IN ZİRVELERİ: NURHAK, BERİT, BİNBOĞA

 

Yer kabuğunda meydana gelen çeşitli hareketler ile meydana gelen dağlar oluşum itibariyle epirojenik (kıta oluşumu) ve orojenik (dağ oluşumu) karakter göstermektedirler. Tanım itibariyle kısa mesafelerde büyük yükselti farkını oluşturan etrafı vadiler tarafından yarılmış, yamaç eğimlerinin fazla ve devamlı olduğu yüksek sahalar olarak tanımlanan bu jeomorfolojik yapılar hem fiziki hem de beşeri olarak şahsına münhasır karakter göstermektedirler. Yükselti farkından ötürü fiziki ve beşeri birçok coğrafi unsuru doğrudan belirleyen dağlar kendine özgü ekosistemler oluşturmaktadırlar. Dağlar, insan için kendine özgü yapılarıyla tarihi boyunca diğer coğrafi unsurlardan ayrı tutulmuşlardır. Sahip oldukları heybetli görünümleriyle insanda bazen aşılması gereken bir engel bazen de hayranlık uyandıran duyguları yaşatmıştır. İnsanda uyandırdığı bu hayranlık dağlara kutsal bir gömlek de giydirmiştir. İnsanlık tarihinin hemen her safhasında kutsal görülen bu coğrafi mekânlar en ilkelinden en modernine birçok dinde kendine yer edinmiştir. Antik dönemlerde Sümer, Asur, Hitit, Firig ve Yunan gibi Anadolu ve Mezopotamya’da hüküm sürmüş birçok medeniyette kutsal görülen dağlar Tanrıların yeryüzündeki mekânı olarak tasvir edilmiştir. Semavi dinlerde de kutsal kimliğini devam ettiren dağlar ekonomik anlamda olanaklarını insana sunmuştur.

 

Konargöçer kültürün olmazsa olmazı olan yayla kavramı yüksek sahaların mevcudiyeti ile mümkündür. Bu doğrultuda binlerce yıldır birçok kültürde izlerine rastladığımız yaz mevsiminde yaylalara çıkma geleneği dağların insan için sunduğu iklim konforundandır. Sadece iklim konforundan değil aynı zamanda hayvancılık faaliyetleri için de kullanılan dağlar konargöçer kültüründe vazgeçilmezdir. Konargöçer kültüründe yaylaya gidiş ve yayladan dönüş şenlikleri, dağlar için yakılan türküler ve nice kültürel öğe dağ ile insanın bütünleştiğini gösterir. Birçok öyküde, şiirde, türküde ve deyişte kendine yer bulan dağlar bazen sevgiliye duyulan hasrette aşılmaz bir engel, bazen sığınılacak bir mekân bazen de neşenin kaynağı olmuştur. Karacaoğlan’ın “Yol ver dağlar ben sılama gideyim” dizelerinde aşılması güç bir engeli ve özlemi anlatırken Dadaloğlu’nun “Ferman padişahın dağlar bizimdir” dizesinde sırtını yasladığı, sığındığı mekân olarak tasvir edilmiştir. Kültürümüzde bu denli yer edinen dağlar her ne kadar günümüzde konargöçer faaliyetlerinde önemli bir yer tutan hayvancılığa bağlı yaylacılık fonksiyonlarını yitirerek insansızlaşmış olsa da doğa yürüyüşü, tırmanış, kayak gibi doğa sporlarının yer aldığı mekânlar olarak ekonomik fonksiyonunda dönüşümü yaşamıştır. Dağların kısa öyküsünden sonra Kahramanmaraş’ın en yüksek noktalarını oluşturan Nurhak, Berit ve Binboğa dağlarına ayrı ayrı değineceğiz.

 

Nurhak Dağı

 

Kahramanmaraş’ın kuzeydoğusunda konumlanan Nurhak Dağı il sınırları içerisindeki 3081 m yükselti ile en yüksek noktayı oluşturmaktadır. İdari olarak Elbistan ve Nurhak ilçelerinin sınırları içerisinde yer alan bu dağlık kütle güney eteklerinde kurulan ilçeye de ismini vermiştir. Nurhak Dağı'nın doğusu Malatya ili sınırları içerisinde yer alırken dağın güneyi ve batısı Nurhak ilçesinin kuzeyi ise Elbistan ilçesinin idari sınırları içerisinde kalmaktadır. Dağın etrafında Nurhak ve Elbistan ilçelerine bağlı birçok daimi yerleşme yer alırken dağlık kütle üzerinde hayvancılık için bereketli meralar ve yaylalar bulunmaktadır. 1563 tarihli tahrir kayıtlarında da yaylak kaydı bulunan Nurhak Dağı'nda günümüzde hâlen Sarıalan, Yumrutaş, Göllüce, Gurbalı, Tekne, Galaboyu, Çatalpınar ve Morpur yaylaları kullanılan yaylak sahalarından bazılarıdır.

 

Fiziki özellikleri bakımından ise Nurhak Dağı oldukça engebeli bir görünümüne sahiptir. Litolojik olarak ofiyolitlerin üzerine bindirme yapan Jura yaşlı kireçtaşlarından meydana gelen Nurhak Dağı jeolojik açıdan ise yoğun olarak Paleozoik-Mezozoik yaşlı formasyonlardan ve litolojik birimlerden meydana gelmektedir. Bu jeolojik çeşitlilik dağlık kütlenin jeomorfolojik yapısına da yansımıştır. Kireçtaşı birimler karstik şekillerin oluşmasına zemin hazırlarken buzullar da birçok irili ufaklı buzul gölünün oluşmasını sağlamıştır. Nurhak Dağı'ndaki Ali Gölü Kahramanmaraş’ta bilinen buzul göllerinden biridir. Halk arasında Ali Gölü hakkında birçok hikâye ve efsane anlatılmaktadır. Bitki örtüsü bakımından yoğun olarak İran-Turan fitocoğrafya bölgesine ait türlerin yer aldığı Nurhak Dağı'nda Alpin kuşak tür çeşitliliği oldukça zengindir. Orman örtüsü olarak Ardıç, Sedir ve Meşe türlerinin gözlemlendiği bu alan bahar mevsiminde kar örtüsünün erimesiyle açan kardelenleri ve sümbülleri ile dikkat çekmektedir. Bahar mevsiminin gelmesiyle adeta görsel bir şölene dönüşen Nurhak Dağı bu yönüyle Mahzuni Şerif türkülerine de konu olmuş Sarhoş isimli türküsünde “Bahar gelmiş Nurhak Dağı otlanmış” dizesiyle Nurhak Dağı'nın bu yönü ozan tarafından vurgulanmıştır.

 

Berit Dağı

 

Nurhak Dağı'ndan sonra en yüksek ikinci zirveye sahip olan Berit dağı 3027 m yükseltiye sahiptir. İdari olarak Göksun, Onikişubat ve Ekinözü ilçe sınırlarının kesiştiği konumda yer almaktadır. Berit Dağının kuzeyinde Göksun, güneyi ile güneybatısında Onikişubat ve güneydoğusunda Ekinözü ilçelerine ait toplam 16 daimi yerleşme yer almaktadır. Daimi yerleşmelerin yanında birçok yayla ve komun da yer aldığı Berit Dağı, su kaynakları ve otlaklarıyla günümüzde mera hayvancılığının yoğunlukla yapıldığı alanlardan biridir. 1563 tarihli tahrir kayıtlarında da yaylak sahası olarak kullanıldığına dair vergi kayıtları yer alan Berit dağında yaylacılık günümüze kadar aralıksız sürmüştür.

 

Fiziki özellikleri bakımından Alp-Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde konumlanan bu dağlık kütle Toros oroğrafik sistemi üzerinde gelişmiştir. Berit Dağı'nın litolojik özellikleri ise ofiyolitik kayaçlar üzerinde yer alan denizel sedimenter kayaçlardan oluşmaktadır. Sahip olduğu jeolojik ve litolojik özellikleriyle oldukça karmaşık bir yapıda olan Berit Dağı Afrika, Arabistan ve Avrasya levhalarının birbirine doğru hareketleriyle oluşmuş kıvrım dağlardan biridir. Yükseltisi ve akarsular tarafında yarılmış derin vadileriyle oldukça sarp ve engebeli bir görünüm ihtiva etmektedir. Berit Dağı, kısa mesafelerde iklim parametrelerinde görülen değişim bitki örtüsünün çeşitlenmesine zemin hazırlamıştır. Bitki örtüsü olarak İran-Turan ve Akdeniz fitocoğrafik bölgeye dahil olan Berit Dağı aynı zamanda Anadolu Diyogonali üzerinde yer almaktadır. Tüm bu özellikleri neticesinde oldukça çeşitli bir bitki örtüsüne sahiptir. Bu çeşitliliğin yanında birçok endemik bitki türünün yer aldığı Berit Dağında 6 adet bitki türü Berit Dağı'na özgüdür. Ayrıca Karagöl ve Gölceğiz gölü adında iki adet buzul gölü Berit Dağı'nda yer almaktadır. Fiziki ve beşeri özelliklerinin yanında Karacaoğlan’ın birçok şiirinde adı zikredilen Berit Dağı Çukurova’da kışlayan konargöçerlerin yaylak sahası olmuştur.

 

Binboğa Dağı

 

Kahramanmaraş’ın kuzeybatısında yer alan Binboğa dağları kompleks bir kütleye sahiptir. Kahramanmaraş ile Kayseri il sınırlarını da oluşturan Binboğalar Akdeniz, Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinin kesişme sahasında konumlanmaktadır. Birden çok zirveden oluşan bu dağlık kütlenin en yüksek noktasını 2957 metre yükselti ile Yıldız tepesi oluşturmaktadır. Binboğa dağlarını güneyde Göksun, kuzeyde ve batıda Kayseri iline bağlı Sarız ve doğuda Afşin ilçesinin idari sınırları içerisinde kalmaktadır.

 

Doğu Torosların bir bölümünü oluşturan Binboğa dağları litolojik yapı itibariyle farklı yaşlardaki kristalize kireç taşı ve şistlerden oluşmaktadır. 2500 metre yükseltinin üzerinde birçok zirveden oluşan bu dağlık kütle üzerinde buzul şekilleri de yaygın şekilde gözlenmektedir. Akarsuların derince yardığı birçok vadi ve sarp tepelerden oluşturmaktadır. Derin vadilerin yer aldığı Binboğa dağlarında iklime bağlı olarak vejetasyon örtüsünde de farklılaşmalar gözlemlenmektedir. Coğrafi koşullar nedeniyle daha çok otsu bitki türlerinin yoğun olduğu Binboğa dağlarında çeşitliliğin zengin olmasında Akdeniz ve İran-Turan fitocoğrafya bölgelerinin geçiş kuşağında ve Anadolu diyagonali üzerinde yer almasından kaynaklanmaktadır. Bu sahada tespit edilen 967 bitki türünün büyük çoğunluğunu İran-Turan fitocoğrafya bölgesine ait türler oluştururken Akdeniz ve Avrupa-Sibirya fitocoğrafya bölgelerine ait türler de yer almaktadır.

 

Binboğa dağlarının etekleri birçok daimi ve geçici yerleşmeye ev sahipliği yapmaktadır. Kayseri iline bağlı Sarız ilçesinin idari sınırları içerisinde 7 daimi yerleşme yer alırken Kahramanmaraş ili idari sınırları içerisinde 18 daimi yerleşme yer almaktadır. Binboğa dağlarının eteklerinde yer alan daimi yerleşmelerin yanında dağlık kütle üzerinde birçok yayla bulunmaktadır. 1530 tarihli Osmanlı Muhasebe Defterlerinde de 28 yaylak isminin yer aldığı Binboğa dağlarında günümüzde 19 adet yayla ismine ulaşılmaktadır.

 

Fiziki koşulların yanında Binboğa dağlarında uzun yıllardır devam eden kadim sosyo-ekonomik faaliyet olan konargöçerlik günümüzde de gözlenebilmektedir. Bu zengin kültürel yapı hâlen varlığını sürdürmektedir. Bu yönüyle birçok halk ozanını ve şairi bağrında besleyen ve güzelliklerini cömertçe sunan Binboğa dağları bu cömertliğinin karşılığını başta Karacaoğlan olmak üzere birçok şairin şiirinde ve ozanın türküsünde adının zikredilmesiyle almıştır.

 

Tuğrul Avcı

 

Evelâhir Sayı - 19