MAYASI ŞİİR OLAN ŞEHİR: KAHRAMANMARAŞ

 

Maraş, toprağından insanına kadar aşkı, sevdayı, kahramanlığı, şiiri ve sanatı göğsünde bir madalya gibi taşıyan onurlu duruştur.

 

Bir şehir, biraz taş-toprak, biraz cadde, ev, sokak olmaktan da önce nedir ki?

 

Bu sualin cevabını Maraş için Dostoyevski’den dem vurarak, biraz da muhatapları adına söyleyerek; “gidilecek bir yeri olmak”tan öte sahiplenecek bir nişanı, şanı olmak diyerek verebiliriz.

 

Bu şan ki Maraş’ı, tarihsel sürecinin en başından beri fersudelerini silen, kadim varlığını her geçen gün daha da ziynetlendiren, görkemlileştiren bir şehir olarak abideleştirir önümüzde.

 

Geleni çok, gideni yoktur Maraş’ın. Çünkü her kalan muhabbetin muhitine gider de dönmek istemez. Belki bu yüzden her nereye gidilirse gidilsin ucu şiire çıkan Maraş sokaklarında yol soran pek azdır.

 

Söze girelim: İnancın fethinde kale, zafer hazinesinde mülktür Maraş.

 

Maraş Kahraman’dır. Külün altındaki ateşin solmadığını, muhabbet sofrasında gönül darlığına yer olmadığını, şu mazisi büyük milletin medeniyetten asla geri kalmadığını gösteren şehirdir Maraş.

 

 

Maraş, sadakattir. Toprağından insanına kadar aşkı, sevdayı, kahramanlığı, şiiri ve sanatı göğsünde bir madalya gibi taşıyan onurlu duruştur. Ruhuyla tahsil ettiklerini yerine göre kuvvetiyle yerine göre de kudretiyle dokuyan şehirdir Maraş.

 

Maraş, latiftir. Tenkidini hakikat hatırıyla, tekdirini hiddetle, nazmını letâfetle yapan şehirdir Maraş.

 

Maraş, muzafferdir. İstirhamını eda ile ileten, ihtirâmını hâtırâ ile donatan, ihtişâmını zafere bırakan şehirdir Maraş.

 

Maraş, bahtı yâr olandır. Sokaklarına kadar bahtiyar olan şehirdir.

 

İstikbâlinde Âdem’dir. Hakikatinde bir nefer, manasında huzur, sükûtunda şanlı bir seferdir Maraş.

 

Maraş, sebattır. Birliği vahdetinden gelir. Dirliği, diriliğinden… Elinden gelen her daim iyiliktir. Maraş’ın yüzünde, alnında ve gözlerinde dinlenen huzuru bozmaya kalkanlarsa, mahşerinden gelenleri iyi bilirler. Zulme karşı zalimdir Maraş.

 

Maraş, hakkaniyettir. Sözünde, ilhamında, yürüyüş ve muamelesin de her daim Hakk’a niyettir. Maraş demek, abdest alanların suyu sarhoş ettiği şehirdir. Beş vaktin yeryüzünü sarıp sarmaladığı o demlerde, duanın ve tek bir kitabın seslenişine dikkat kesilmektir.

 

Maraş, ülkemizin fazlıdır. Vatan Kâbe’sini kaybetmek yerine, kaleden inen bayrağın son rüzgârını içine çekerek, son nefesine dek karşı koyan faziletli şehirdir Maraş.

 

Maraş, adı aşk olandır. Üzüm gözlü çocuklar, baki sevdalar, aşk içinde buz kesen eller, gözü pek erler ve tevhit ile koşan gül soluklu nineler aynı heyecan ve iştiyakla tarihin kahraman sayfalarına böyle yürümüşlerdi. Yorgunluğu aşk sayan şehirdir Maraş.

 

Maraş, şuuruyla bayraklaşan şehirdir. Haddi aşana, cesaretin ve kudretin hadsizliğini gösteren bir tevfiktir.

 

En kuvvetli hücumu hiç edecek kadar kudretli olan iman namlusuna, irfanı ve aşkı sürdüklerinde “zafer inananlarındır” müjdesine râm olan, şiirce ağlayıp şiirce gülen şehirdir.

 

Davulunu zafere tahvil eden, beş vakit ruhunu tahlil eden, nasuh gözyaşlarını topraklarına ilham eden şiir şehirdir. Maraş bütün mazlumlar için, direniş ruhudur. İnsanı ruhuna dek güzelleştiren şehir olan Maraş, saf şiirin de mayasıdır.

 

İşte bu sebeple yüzyıllardır Kahraman şehir Maraş’ın ve Maraşlının ne sırtındaki ter kurumuş ne ellerindeki aşk nasırı geçmiş ne de gözlerindeki fer sönmüştür. Maraş, hayata şiir katar. Ve Maraş’ı solumak da şiire dahildir.

 

İNCİ OKUMUŞ

 

Evelâhir Sayı - 2