SÜTÇÜ İMAM ÇEŞMESİ BİZE NE ANLATIR?
Toplumlar tarihlerini oluşturan önemli olayları unutulmaz kılmaya özen gösterirler. Kimlik buldukları, karaktere büründükleri bu büyük olayları ve olayların kahramanlarını unutmamak için tarihe iz düşmek isterler. Anıtlar dikerler, kitabeler kaleme alırlar, büyük liderlerinin anıt mezarlarını inşa ederler. Türk İslam toplumlarında da durum benzerlik gösterir. Tarihi olayların unutulmaması ve kahramanların gönüllerde yaşatılması arzusuyla anıtlar, kitabeler, destanlar, türküler oluşturulur. Dilden dile dolaşan, kulaktan kulağa yayılan ve zamanla efsaneleşen büyük olayların toplum zihninde canlılığını koruması için kültür adamları özel gayret sarf ederler.
Kahramanmaraş sınırları içerisinde bulunan birçok tarihi eserin yapılış gayeleri farklıymış gibi gözükmekle birlikte temelde aynı hissiyata, aynı düşünceye dayanır. Şehrin farklı semtlerinde bulunan hanlar, hamamlar, çeşmeler, camiler, tekkeler, zaviyeler, türbeler bu amaca hizmet eder.
Dulkadiroğulları Beyliği ve Osmanlı döneminde şehrin ileri gelen zenginleri, beyler, idareciler şehrin önemli noktalarında çeşmeler yapıp halkın hizmetine sundular. Dulkadiroğulları ve Osmanlı zamanında yapılan çeşmelerin isimleri genelde hayır işleyen kişinin adıyla anılıyordu. Veya çeşmeler bir vakfın eseriyse ismini oradan alabiliyordu. Millî vakıalarda kahramanlık göstermiş kişilerin adına çeşme yapılmasına dair örneklere Cumhuriyet dönemiyle daha sık rastlanılır oldu.
Maraş’ın Fransız işgaline ve işbirlikçi Ermenilere karşı gösterdiği kahramanlıklar, yeni Türk devletinin teşekkül sürecinde milli kimlik oluşturmasına büyük katkı sağladı. Fransızların şehri işgal ettikten hemen sonra yaşanan Uzunoluk Olayı ve Sütçü İmam’ın ilk kurşunu gerek olayın cereyan ettiği tarihte gerekse sonraki yıllarda millî hissiyatı ateşlemesi ve diri tutması nedeniyle anıtlaştırılması gereken bir tarihi olay olarak ortaya çıktı.
Yazımızın başında belirttiğimiz üzere, bir milletin kimlik bulmasına, karakterini oluşturmasına etkili olan olaylar, Türkiye Cumhuriyeti özelinde de dikkatle ele alındı. Yurdun dört bir yanında Millî Mücadele Kahramanları için anıtlar yapıldı. Tarihi olaylarla ilgili romanlar yazıldı, kitabeler oluşturuldu, resimler çizildi, heykeller dikildi, çeşmeler inşa edildi. Şehitlikler düzenlendi ve yeni neslin ecdadını tanımasına dair tarihe izler düşüldü.
Uzunoluk Olayı’nın yaşandığı ve Sütçü İmam’ın Fransızlara ilk kurşunu attığı noktada inşa edilen Sütçü İmam Çeşmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemlerinde tarihe kazınan izlerden biri oldu. Çeşmenin yapılış amacı tek başına bakıldığından sıradan bir belediyecilik hizmeti gibi görünebilir. Fakat bu çeşmenin inşa sürecinde iç ve dış politikadaki gelişmeleri iyi okunmalıdır.
Sütçü İmam Çeşmesi, 1936 yılında hizmete sunuldu. Yine Şeyh Adil Mezarlığı içindeki şehitlik anıtı da devlet erkânın katılımıyla 1936 yılında açıldı. Sütçü İmam Çeşmesi’nin açıldığı gün yine Maraş Kalesi’nde, Mustafa Kemal Paşa’nın talebiyle yapılan, Bayrak Tutan Bozkurt Anıtı ziyarete açıldı.
1936 yılının 28 Kasım tarihinde Maraş’ta yapılan bu açılış törenleri ulusal basına servis edilen haberlerde öncelikli olarak yer aldı. Sütçü İmam Çeşmesi ile birlikte Bayrak Tutan Bozkurt Anıtı’nın açılmasının 28 Kasım’a getirilmesi tesadüf olamazdı.
28 Kasım 1919’da Fransız İşgal kuvvetleri tarafından Maraş Kalesi’nden silah zoruyla indirilen Türk bayrağı Maraşlının iman gücüyle yeniden yerine konulmuştu. Bu olay sonrasında işgalci durumda olan Fransızlar, Maraş’ta tam manasıyla bir otorite kurmak için işgal şartlarını ağırlaştırmış, şehirde Ermeni terörünün önünü açmıştı. Nihayetinde 22 gün 22 gece süren Maraş İstiklal Harbi’ni Maraşlılar kazanmış ve tarihe adlarını Kahraman olarak yazdırmışlardı.
Türk devlet aklı, hem bu tarihi olayları unutturmamak hem de o günün dış politikasına mesaj vermek için Maraş’ı seçmişti.
1 Kasım 1936’da TBMM’nin yasama yılı açılışında Mustafa Kemal Paşa’nın gündeminde Hatay Meselesi vardı. Rivayet odur ki; TBMM’deki özel odasında Fransa Büyükelçisi’yle görüşmüş ve ona Hatay Meselesi’nin hem millî hem de şahsi davası olduğunun altını çizmişti. Hatay’ın Türk yurdu olduğunu ve Türkiye’ye bırakılması gerektiğini, bu durumun olmaması hâlinde Reis-i Cumhur görevinden istifa edip Toroslarda yeniden Kuvayımilliye birlikleri kuracağını ima etmişti.
İşte böylesine önemli bir dönemde Maraş’ta Fransızlara karşı ilk kurşunun atıldığı yerde, ilk kurşunu atan Millî Mücadele kahramanı Sütçü İmam adına bir çeşme açılışı yapıldı. Aynı gün Maraş Kalesi’ne Bayrak Tutan Bozkurt heykeli dikildi. Altına da Türk Maraş ifadesiyle başlayan bir kitabe nakşedildi. Hem kaledeki anıtın yüzeyine hem de Uzunoluk’ta açılan Sütçü İmam Çeşmesi yüzeyine çete kıyafeti giymiş Maraşlı kahramanların tasvirleri işlenmişti. Fransa’ya Maraş’tan nasıl çıkarıldıklarını, Maraş Harbi’nin iki önemli simge olayıyla hatırlatılmış olunuyordu. Ve ince bir mesaj ile Maraş ve çevresinden oluşturulacak yeni millî çetelerle yarım kalan Hatay’ın kurtarılması için harekete geçilebileceği mesajı veriliyordu.
Tüm bunların yanında Maraşlılara, tarihlerini unutmamaları hususunda kalede Bayrak tutan Bozkurt Anıtı, Şehadil Mezarlığı’nda Şehitlik Anıtı ve Uzunoluk’ta Sütçü İmam Çeşmesi yapılarak hizmet ediliyordu. Sütçü İmam Çeşmesi’nin yapımından iki yıl önce yapılan bir başka çeşme ise yine millî duyguları yaşatmak için isimlendirilmişti. Ulu Camii’n kuzeydoğusuna düşen, hemen üstündeki sokağın Atatürk Meydanına giriş noktasında yer alan çeşme 1934 yılında açıldı. Çeşmenin bugün üzerinde basit bir Türkçe ile “1920 Maraş Kahramanlarını Analım 1934” cümlesi yer almaktadır. Maraş İstiklal Harbi kahramanları anısına yapılan çeşmenin maalesef ki orijinal kaidesi zamanla ortadan kaldırılmıştı.
Maraş İstiklal Mücadelesi’nin önemli olaylarını ve kahramanlarının aziz hatıralarına yapılmış olan bu iki çeşme, sanki Cumhuriyetin ilk yıllarına ait izleri, daha doğru ifadeyle yakın tarihimizin hafızasını silmeye kastedercesine defalarca sökülmüş, değiştirilmiş ve tarih özelliği olan kabartmalı kaideleri ortadan kaldırılmıştır. Yine aynı şekilde aynı tarihte açılan Maraş Kalesi’ndeki Bayrak Tutan Bozkurt heykeli kayıplara karışmış, sadece çeşmenin ve anıtın levhaları kalmıştır.
Mehmet Işık
Evelâhir Sayı - 22