TARİH ÖNCESİ ÇAĞLARDAN GÜNÜMÜZE KAHRAMANMARAŞ (1) 

 

1990 yılında Kahramanmaraş’taki Domuztepe Höyüğü’nde, California Üniversitesi’nden Prof. Dr. Elizabeth Carter ve Manchester Üniversitesi’nden Dr. Stuart Campbell başkanlığında yapılan kazılarda bulunan eserler, Kahramanmaraş ve çevresinin tarihinin M.Ö. 7000-7500 yıllarına uzandığını göstermiştir.

 

Tarih Öncesi Maraş Kahramanmaraş ve çevresinin tarih öncesinde yerleşim yeri olarak belirlenmesinde ve burada bir kültürün inşa edilmesinde coğrafyanın ve iklimin büyük bir etkisi olmuştur. Doğu Akdeniz’de dört mevsimin yaşandığı iklime, zengin yer altı ve yer üstü su havzasına, verilimi tarım arazilerine, zengin bitki örtüsüne ve hayvan çeşitliliğine sahip olan Maraş ve çevresi, tarih öncesi çağlarda varlıklarını idamelerinde kolaylık sağlaması nedeniyle insan toplulukları tarafından yerleşim yeri olarak tercih edilmiştir. 1990 yılında Kahramanmaraş’taki Domuztepe Höyüğü’nde, California Üniversitesi’nden Prof. Dr. Elizabeth Carter ve Manchester Üniversitesi’nden Dr. Stuart Campbell başkanlığında yapılan kazılarda bulunan eserler, Kahramanmaraş ve çevresinin tarihinin M.Ö. 7000-7500 yıllarına uzandığını göstermiştir. Kazı alanından çıkarılan yuvarlak ve üzeri motifli mimari kalıntılar, taştan yapılmış olan aletler, boyalı çanak çömlek kalıntıları, mühürler, insan ve hayvan kemikleri, toplu mezarlarda ve yerleşim alanlarındaki kül kalıntıları bölgede büyük bir yerleşim alanı kurulduğunu göstermiştir. Yaklaşık 20 hektarlık bir alana kurulmuş yerleşim alanında, tahmini 20 bin kişinin yaşadığını belirten Amerikalı Arkeolog Prof. Dr. Elizabeth Carter, bu durumu “O döneme ilişkin umulmadık bir gelişme” şeklinde açıklamıştır. Domuztepe Höyüğü dışında, Pazarcık bölgesinde Gani ve Bozdağlar mevki, yine Pazarcık ve Türkoğlu ilçeleri arasında henüz üzerinde derinlemesine bir bilimsel çalışma başlatılamasa da yüzey araştırmaları yapılmış onlarca höyük ile Döngel Mağaralarında bulunan tarih öncesi devirlere ait eserler, Kahramanmaraş’ın binlerce yıl önceden bu yana yerleşim yeri olarak tercih edildiğini göstermektedir. 

 

Elbistan’daki Karahöyük’teki tarihi kalıntılar, Domuztepe Höyüğü’ne göre daha yakın bir tarihi işaret etmesine rağmen Kahramanmaraş ve çevresinin tarım ve hayvancılığın yapıldığı bir yer olmasının yanında önemli bir ticaret merkezi de olduğunu göstermiştir. Bunların dışında Maraş merkez ve çevresinde Hopaz Höyük, Bozhöyük,  Minehöyük, Göllü Höyük, Kılılı Köyü Höyüğü, Sivrice Höyük Hanobası Höyüğü, Maltepe Höyük ve Yassı Höyük gibi elliden fazla höyük tespit edildi. Bu höyüklerin bir bölümünün yüzey araştırmaları yapılırken bir bölümü ise bilimsel çalışma programına dahil edildi.

 

M.Ö. 2000-1200 tarihleri arasında Anadolu’da büyük bir medeniyet inşa eden Hititler, Maraş ve çevresine de hâkim oldular. Hititliler döneminde, Mezopotamya’dan başlayıp Batı Anadolu’ya uzanan, yine Mısır’dan gelip Suriye’nin kuzeyinden geçerek şehir merkezine ulaşan ve buradan Malatya üzerinden Kafkaslara ve yine Göksun-Kayseri üzerinden İç Anadolu’ya ilerleyen ticaret yollarının kesiştiği noktada bulunan Maraş, büyük toplulukların yaşadığı bir merkez haline dönüştü. Hititli krallar şehrin imarına önem verdiler. Şehir merkezinde büyük bir kale inşa ettiler. Ticaret yolları üzerindeki dar geçitlerin olduğu bölgelerin güvenliğini sağlamak için derbentler yaparak tüccarların güvenliğini sağladılar.

 

Elbistan, Pazarcık, Türkoğlu ve Maraş çevresindeki kazılarda, Hitit dönemine, Asur ticaret kolonileri çağına ait önemli eserler bulunmuştur. Hititler dönemine ait taştan yapılmış heykeller, araç gereç kalıntıları, Asur ticaret kolonilerinde sık rastlanan boyalı çanak çömlek örnekleri, demir, bakır ve tunç eserler, kemikten yapılmış süs eşyaları Maraş’ın tarih öncesi dönemlerine ışık tutmaktadır. Tüm bunların yanında Elbistan, Afşin, Göksun hattındaki çok sayıdaki höyük ile Pazarcık-Türkoğlu arasındaki onlarca höyükte yapılacak yeni bilimsel çalışmaların Maraş’ın tarih öncesi döneminin aydınlatılmasında etkili olacağı muhakkaktır.

 

İLK ÇAĞ’DA MARAŞ

 

Maraş Adının Ortaya Çıkışı Maraş şehrinin adıyla ilgili en eski yazılı bilgiler Hititlere aittir. Hitit yazıtlarında Maraj ve Markasi ifadeleriyle anılan şehirde, Hitit İmparatorluk çağı sona erince Gurgum adında bir şehir devleti kurulmuştur. Asur ticaret kolonilerinin Anadolu’da yayılmasıyla birlikte Anadolu’nun birçok bölgesinde Asur krallığının siyasi, ticari ve kültürel tesirleri görülmeye başlanmıştır. M.Ö. IX. asırdan başlayıp VIII. asra kadar süren Anadolu’daki Asur Koloni Çağına ait yazılı metinlerde de Maraş ve çevresiyle ilgili bilgiler yer almıştır. Asur Krallığı’nın Anadolu içlerine doğru yayılmaya başladığı dönemde bölgeye önce Asurlu tüccarlar gelmiştir. Bunları daha sonra Asur orduları takip etmiştir. Bu dönemde Maraş ve çevresinde hüküm süren Gurgum Krallığı ve başkenti Maraş ile ilgili Asur yazıtlarındaki ilk bilgilerde, şehrin adının Markasi, Markaşti olarak kaydedildiği görülmüştür. Yine Geç Hittiler dönemine ait çok önemli bilgilerin yer aldığı Boğazköy Yazıtlarında da şehrin adı Maraş olarak yer almıştır.

 

Hitit ve Asur döneminin bazı kaynaklarında ilaveten başka kaynaklarda da Margaji, Marah, Margas, Markaji, Gurgum olarak da anılan şehrin adı hususunda Tarihçi Heredot, Hitit ordusundan Maraj adlı bir komutanın şehri kurmasından dolayı şehrin onun adıyla anıldığını belirtmektedir. Romalılar döneminde Germenicia, Arapların bölgeyi fethinden sonra Mer’aş, Bizans devrinde Marassion veya Marasin, Osmanlı döneminde ise Maraş adının yanında Zülkadiriyye şeklinde isimlendirilen bölge, bugün İstiklal mücadelesinde kazandığı büyük zaferden dolayı verilen unvan ile birlikte Kahramanmaraş olarak kullanılmaktadır.

 

Hititler Dönemi

İç Anadolu ve çevresinde M.Ö. 2000 ile 1200 yılları arasında hüküm süren Hititler, Maraş ve çevresine uzun yıllar hâkim oldular. Verimli arazilere sahip olan bölgenin bulunduğu stratejik konumunu da göz önünde bulunduran Hititli krallar, bölgede çok sayıda yerleşim yeri kurdular. Maraş Kalesi başta olmak üzere ticaret yollarının güvenliğini sağlamak üzere çok sayıda kale inşa ettiler. Doğu-batı ve kuzey-güney yönlerindeki ticaret yolları bölgenin dışından göç almasına neden oldu. Büyüyen ve gelişen Maraş şehri ve çevresi konumu, verimli arazileri ve ticaret yollarının kesiştiği bir noktada olması gibi özelliklerinden dolayı çevredeki uygarlıkların hedefi haline geldi.

 

Hitit İmparatorluk çağının sona ermesinden sonra tarihçiler tarafından Geç Hitit dönemi olarak adlandırılan Hitit şehir devletleri döneminde Maraş ve çevresinde Gurgum Şehir Devleti kuruldu. Gurgum’un başkenti Markasi’ye gelen Asurlu tüccarlar, şehir hakkında önemli bilgileri kayıt tutmaya özen gösterdiler. Gurgum Krallığı ile Asurlular arasındaki ilişkiler bir müddet sonra bozuldu. Asurlular ilk zamanlar ticaret yapmak amacıyla geldikleri bölgenin idaresini ele geçirmek için saldırgan bir tutum sergilediler. M.Ö. 858 tarihinde Gurgum Şehri Kralı Mutallu, Asurlar ile baş edemeyeceğini anlayınca Asur Kralı III. Salmanassar’a gönüllü olarak haraç vermeyi kabul etti. Sonraki dönemlerde de Gurgum kralları Asur krallarına vergi vermeye devam ettiler. Geç Hitit devrinin en önemli şehir devletlerinden biri olan Gurgum Şehir Devleti’nden günümüze kadar ulaşan Maraş Aslanı ve Fırtına Tanrısı heykeli önemli tarihi eserler olarak günümüzde muhafaza edilmektedir.

 

Mehmet IŞIK

Evelahir Sayı:1